PSİKOLOJİK TRAVMA NEDİR? ETKİLERİ VE PSİKOTERAPİ
Travma, günlük rutini bozan, ani ve beklenmedik şekilde gelişen dehşet, kaygı ve panik yaratan, kişinin anlamlandırma süreçlerini bozan olaylar ve travmatik yaşantılar olarak tanımlanmaktadır. Travmalar, deprem, sel gibi doğal afetler, kazalar, terör saldırıları, taciz, tecavüz gibi olaylar sonucu olabileceği gibi; dayak, aşağılanma, yalnız bırakılma, haksızlığa uğrama, fiziksel hastalık geçirme, boşanma, aniden sakat kalma, çocukluk çağında cinsel istismara maruz kalma, anne-baba geçimsizliklerine tanık olma gibi durumlar sonucu da gelişebilir. Olayların yaşandığı anda hissedilen çaresizlik, suçluluk, güçsüzlük hissi, olayın ilk anlarındaki şok etkisi ve ardından yaşanan kaygılar travmalara zemin hazırlar.
Yaşanan deprem, sel, gibi doğal afetler, kazalar sonucu kişiler evlerini, yakınlarını kaybedebilir. Alıştıkları düzenlerinin bir anda bozulması, yaşanan kayıplar umutsuzluk, yalnızlık hissine yol açabilir ve bu yaşantıyı kabullenmek uzun zaman alabilir.
Travmatik olaylarda etkilenen kişiler arasında,
Travma Sonrası Görülen Tepkiler :
Travmanın Yarattığı Etkilerle Başa Çıkabilmek
Travmatik olaylar olarak nitelendirdiğimiz durumlar sonucu ortaya çıkan etkilerle başa çıkabilmek, yaşanılan olayların etkisini azaltmak için yapılabilecek çeşitli teknikler vardır.
Yaşanılan olaylar sonucu görülen tepkiler oldukça normaldir. Bu durumlarla başa çıkabilmek adına alınacak bu önlemlerin yanı sıra yaşanan olayı kabul etmek de önemlidir. Travmatik olaylar sonrasında hissedilen korku ve endişeler çocukları da derinden etkileyebilmektedir. Bu durumlar karşısında aile mümkün olduğu kadar birlikte durmalı ve çocukların kendisini güvende hissetmesi sağlanmalıdır.
Çocuklarda yaşanabilecek olan, uyku problemleri, yatma sorunları için çocuklara bir süre tolerans gösterilebilir. Ancak gösterilen bu toleranslarda yine de sınırları belirlemek önemlidir. Anne babası ile yatmayı talep eden çocuklarda bu isteği birkaç gün yerine getirildikten sonra, 3-4 gün içinde yeniden tek başına yatması sağlanmalıdır. Bu üç dört günlük süre öncesinde çocuk ile yapılacak anlaşma, günü geldiğinde kendi yatağına dönmesini sağlamak açısından faydalı olacaktır.
Profesyonel bir destek almanız gerekmektedir.
Terapi Süreci :
Travma sonrasında genellikle insanların çoğu yardım istemek ya da terapi almak için başvurmazlar; bunun sebebi ise çoğu zaman bir problemleri olduğunu fark etmeyişleridir. Yaşadıkları problemlerin bir çözümü olduğunu da çoğu zaman kişiler bilmemektedir. Travmanın sebep olduğu bu duygu ve düşünceler sonrasında, travma ile ilgili her şeyden kaçma arzusuda kişilerin terapi desteği almasına engel olabilir.
Travmaların ardından yalnız kalma isteği, toplumdan uzaklaşma, suçluluk duyguları veya güvensizlik hisleri de yardım alma ya da terapilere katılma isteğini azaltabilir. Oysa ki travma sonrası görülen etkilerin en aza indirgenmesi, kişinin sosyal yaşamına geri dönmesini sağlamak amacıyla psikoterapi ve ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Olayların etkisine, görülen belirtilerin, kişinin etkilenme düzeyine göre sadece psikoterapi ile de iyileşme sağlanmaktadır.
Psikoterapi sürecinde, endişeyi yönetme, olayı yaşama ve yüzleşme, kognitifterapi ve çocuklarda oyun terapisi ve EMDR teknikleri uygulanmaktadır.
Kişinin yaşadığı endişeyi azaltmak, endişelerine hakim olmasını ve yönetebilmesini sağlamak adına uygulanan endişeyi yönetme açılşmalarıile travmadan etkilenen bireylere çeşitli teknikler öğretilmektedir. Bu teknikler:
Uygulanabilecek kognitif terapi ile ise, kişiyi rahatsız eden, günlük yaşantısını bozan duygu ve düşüncelerin değiştirilmesine yardımcı olunur. Travmadan etkilenen kişiler suçluluk, çaresizlik, umutsuzluk gibi duygular içerisinde bulunabilirler. Bu durumlarda, kognitif terapi kişiye üzüntü veren düşünceleri tanımayı, onların gerçekçi olup olmadığını sorgulamayı ve duyguların daha dengeli hale gelmesini sağlar.
Terapide, travmadan sonra olayı hatırlatan ve günlük yaşantıyı etkileyerek yoğun korkulara sebep olan özel durumlarla, insanlarla, objeler ve hatıralarla kişilerin yüzleşmesi sağlanır.
Yaşanılan travmaların etkilerinin ardından uygulanan psikoterapi tekniklerinden bir tanesi de EMDR terapisidir. Göz hareketleri eşliğinde duyarsızlaştırma ve yeniden işleme olarak tanımlanan bu teknik, travmatik yaşantılar sonucu, genellikle bellekte dağınık biçimde kalan anıları birleştirme, gözden geçirme ve kişinin kendisine verdiği değer duygusundaki azalmayı yeniden süzgecinden geçirme olanağı veren bir yaklaşımdır.
Yaşanan travmaların ardından uygulanan EMDR, endişe, suçluluk duygusu, öfke, travma sonrası reaksiyonları, bazı depresyon çeşitleri, fobi ve yas gibi rahatsızlık veren semptomların azaltılmasına yardımcı olur.