KARDEŞ KISKANÇLIĞI
Çocuklar için ‘yeni bir kardeş’ kabul edilmesi güç bir durumdur. Özellikle uzun yıllardır anne ve babası ile baş başa bir hayat süren, her an ailesinin ilgisine alışmış çocuklar için; yeni bir kardeş adeta bir tehlike gibi görünür. Oyuncaklarını, odasını, anne ve babasını paylaşacağı bir kardeş adeta onun yerini alacak, her şeyine ortak olacaktır.
Çocuklarda kardeş kıskançlığı oldukça sık rastlanan bir durumdur. Kıskançlık derecesi, çocuğun yaşına, ailenin çocukla olan ilişkisine ve çocuğun kişilik özelliklerine göre değişebilir. Kardeşler arasında belli ölçülerde kıskançlık yaşanması doğal kabul edilir. Yaşanan bu kıskançlıklarda önemli olan ise, kardeşlerin birbirlerine karşı olan davranış ve tutumlarıdır.
Yeni bir kardeşin doğumu ve var olan ilginin bölünmesi ile birlikte, çocuk artık daha az sevildiğini düşünmeye başlar. Yaş farkı iki buçuk-üç yaştan daha az ise bu duygu daha sık görülür.
Kardeş Kıskançlığında Çocuklarda Ne Gibi Davranışlar Görülür?
Kardeş kıskançlığı yaşayan çocuklarda;
Kardeş kıskançlığında görülen bu belirtilerin yanı sıra, çocuklar yeni bir bebeğin eve gelmesi ile birlikte evden ayrılmak istememeye başlarlar. Örneğin: okula gitmek ya da bir yakınlarında kalmak istemez, direnç gösterirler. Yeni doğan kardeşe karşı aşırı bir ilgi ile yaklaşabilirler. Bu aşırı ilginin beraberinde koruyuculuk da vardır. Kıskançlık duygularını bastırarak, kardeşine karşı aşırı sevgi gösteren çocukların bu davranışlarının altında çoğu zaman anne ve baba sevgisini kaybetme korkusu vardır. Bu korku henüz anne hamile iken başlar. Bebeğin doğumu ile birlikte, çocuk anne ve babasına sık sık kendisini sevip sevmediklerini sorabilir. Sevgilerinden emin olma isteği taşıyabilir.
Anne ve Babalar Neler Yapabilir?
Henüz kardeş doğmadan önce anne ve baba, çocuklarını yeni bir kardeş konusunda bilgilendirmelidir. Anlayabileceği bir dil ile artık ailelerine yeni bir bebeğin geleceği, eve ilk zamanlar sık sık misafirlerin gelip gidebileceği, bu süreçte annenin bebekle de ilgileneceği, bebeğin ihtiyaçları olabileceği anlatılmalıdır.
Yeni doğan bir bebek ile birlikte aile içinde, ilk çocukla eskisi kadar ilgilenmek özellikle anne için ilk zamanlar mümkün olmayabilir. Bu durum ise çocuğun “Artık beni sevmiyorlar.”hissine kapılmasına neden olur. Bu yüzden, bebeğin doğumu ile birlikte, anne ve baba çocuklarına önceden nasıl davranıyorlarsa aynı şekilde davranmaya özen göstermeli, anne yeni doğan bebek ile ilgilenirken baba özellikle yaşça büyük çocuk/çocuklarla birlikte baş başa vakit geçirmelidir.
Bebeğin doğumu ile birlikte, yaşça büyük çocuğun hayatında değişiklik yapılmamalıdır. Örneğin: bebeğin eve gelişi ile birlikte çocuk evden ayrılmak, odasından ayrılmak zorunda bırakılmamalı, bebek doğduktan sonra çocuk anaokuluna verilmemelidir. Bu durum bebeğe alışmak yerine, çocuğun hayatında daha büyük zorlukların yaşanmasına sebep olur. Eğer bir değişiklik yapılması gerekiyorsa, bu değişiklikler bebek doğmadan önce yapılmalıdır.
Bir kardeşe alışmak, onu kabul etmek çocuklar için güç olsa da, ailenin desteği bu konuda büyük önem taşır. Özellikle bebek doğmadan önce çocuğu yeni bir kardeşe hazırlamak, kabul etmesini sağlamak daha kolaydır. Bebek doğduktan sonra kardeş kıskançlığı artış göstereceği için, çocuğu hazırlama süreci bebeğin doğumundan sonraya bırakılmamalıdır. Eğer çocuğunuz anaokuluna başlayacaksa, bebeğin doğumu ile değil; bebek doğmadan 3-4 ay önce okula başlaması çok daha uygun olacaktır.
Bebeğin gelişine çocuğu hazırlamak aynı zamanda sözlü ifade ile de yapılmalıdır. Yaşça küçük çocuklara bu durum hikayeleştirilerek anlatılacağı gibi, yaşça daha büyük olan çocuklara kardeşi doğduğunda neler olacağı, onun için neler yapabileceği somut bir şekilde anlatılabilir. Hazırlık sürecinde, çocuğun fikrinin alınması kardeşe bir şey alınırken ona da bir şeyler alınması çocuğu bebeğin gelişini kabullenmesine yardımcı olacaktır.
Bebeğin doğduğu ilk aylar, anneye yardımcı kişiler olmalı ve bu kişiler çocukla ilgilenip, çocuğa yeni bir kardeşe alışma konusunda destek sağlamalıdır.
Daha büyük yaştaki çocuklarınız arasında kardeş kıskançlığı varsa…
Neler Yapılmamalı ?