Boşanmaya Karar Verildiğinde Çocuğa Nasıl Söylenmeli
Boşanmaya Karar Veren Anne-Baba Bunu Çocuğa Nasıl Söylemeli?
Boşanma kararı alındığında, anne ve babanın her ikisi tarafından da çocuğa yaşanılan durum anlatılmalı, anne baba tarafından, boşanmadan sonra çocuğun yaşamında ne gibi değişimler olacağı hakkında bilgi verilmelidir. Bazen boşanma öncesinde anne ve baba ayrı evlerde yaşama kararı alabilir. Bu durumda da çocuklara bunun bilgisinin verilmesi ve anne ve baba arasında sorunlar olduğu bu nedenle ayrılma kararı alındığı söylenmelidir.
Anne- baba, konuşma sırasında çocuğun önünde sergilenen duygular ve anne babanın nasıl bir tavırla bu kararı açıkladıkları, çocuğun boşanma kararını algılamasını da belirleyecektir. 5 yaşından daha küçük çocuklara, kısa, basit kelimelerle, detayları olmayan açıklamalar yeterlidir. Örneğin: “Annen/baban ve ben artık ayrı evlerde oturmaya karar verdik. Çünkü artık birbirimizle evli kalmak istemiyoruz. Ben yakında başka bir eve taşınacağım, sen de annen/babanla burada kalacaksın. Yarın seni yeni evime götüreceğim. Ne zaman istersen oraya gelebilirsin. Orada da yeni bir odan olacak, isteğin oyuncaklarını ve eşyalarını da oraya götürebiliriz ya da yeni oda için yeni eşya ve oyuncaklar alabiliriz” gibi. Çocukların hayatlarının bundan sonrasında neler olacağı, anne ve babası ile ne şekilde beraber olacağı ile ilgili bilgilendirilmeleri ve bu konuda güven verilmesi son derece önemlidir.
Mümkün olduğunca yaşam düzeninin aynı kalacağı, anneyi de babayı da eşit miktarda görebileceği güvencesi verilmelidir. Yaşamında nelerin aynı kalacağı çocuğa anlatılmalıdır.. “Yine aynı okulda, aynı sınıfta okuyacaksın.” gibi...
- 5 yaşından itibaren çocuklar anne baba ayrılığı ile ilgili daha fazla soru sorarlar. Tüm bu soruların olabildiğince doğru yanıtlanması ve net cevaplar verilmesi gereklidir.
- 9-12 yaş arasındaki çocuklar daha sert tepkiler verebilirler. Öfkelerini açıkça ifade edebilirler. Bu nedenle duygularını rahat ifade etmeleri sağlanmalı, boşanmanın ya da ayrı yaşamanın bütün aile bireyleri için iyi bir çözüm olacağı, ayrı yaşayan ebeveyniyle sık sık görüşebileceği söylemelidir. Bundan sonra yaşantısında neler olacağı ve düzeni ile ilgili konuşulmalıdır.
- Boşanma ya da ayrılma kararının çocuğun tavrı ve isteği ile değişebilir bir karar olduğu mesajı asla verilmemeli, eğer değişebilir bir karar olduğu mesajı verilirse çocuk çok zorlanmakta bu sürecin sorumluluğunu almalarına ve psikolojik olarak daha fazla zorlanmalarına neden olmaktadır.
Anne babası boşanan çocuklarda görülen, psikososyal ve fiziksel problemler:
Anne babanın boşanması yada ayrılması her çocuk için olmasa da bir çok çocuk için travmatiktir. Her çocuk anne babasını birlikte mutlu bir ilişkide görmek ister.
Aşağıdaki durumlar belirleyici olmaktadır:
- Çocuğun yaşı, kişilik yapısı, psikolojik özellikleri,
- Anne babanın boşanma ya da ayrılma sürecini nasıl algıladığı, nasıl tepkiler verdiği, çocuğa bu durumu nasıl yansıttığı,
- Anne babanın boşanma ya da ayrılma sonrasındaki sorunlarla nasıl baş ettiği,
- Anne babanın sosyo-kültürel özellikleri,
Boşanma sonrası birçok çocuk sosyal açıdan uyumsuz davranışlar, suçluluk duyguları, öfke kontrol problemleri, itaatsizlik, kaygı sorunları, depresyon, akademik başarı sorunları, okula uyum ve otorite ile çatışma gibi sorunlar yaşayabilmektedir.
Bazen psikolojik sıkıntıların tam olarak ifade edilememesi çocukların psikosomatik bazı rahatsızlıklar yaşamalarına da sebep olabilir.
Boşanmadan sonraki ilk 18 ay genellikle hem çocuk hem ebeveyn için en sıkıntılı evredir.
- Ayrılıklarda aşırı zorlanma ve endişe duyma, korkuların yoğunluğunda artış/yenilerinin eklenmesi, ayrılığa bağlı olarak yas reaksiyonları görülebilir;
- 18 aydan sonra akut belirtilerde azalma başlar, ancak yoğun kayıp ve incine bilirlik duygusu kalır.
- Geçimsizliğin, şiddetin olduğu kaotik aile ortamlarında ayrılık çocuk açısından bir kurtuluş da olabilmektedir.
- Anne babanın tutarlı davranışları çocuğun genel duygusal halini belirleyici olmaktadır.
- Her koşulda “sadece çocukların iyiliği için bir arada kalmak” yararlı olmamaktadır. Ancak anne babanın sorunlarını ele alınarak çözüme ulaştırmaya çalışması en ideal çözüm olacaktır.
- Çocuklarda ve gençlerde depresyon görülebilir, depresyonun belirtileri, İştahsızlık ya da iştah artışı (kilo alamama/çok kilo alma; yeme tutumu bozuklukları), Sinirlilik/öfke belirtileri, suçluluk, mutsuzluk, huzursuzluk, karın, baş, mide ağrıları, uyku sorunları ve tekrar eden kabuslar, yalnız yatamama, daha önceden görülmeyen öğrenme ve hafıza problemleri, belirgin davranış değişiklikleri; utangaçlık, çekingenlik, sosyal izolasyon, sinirlilik, Enurezis (çiş kaçırma) Enkoprezis (kaka kaçırma), dikkat ve konsantrasyon sorunları görülebilir.
Boşanan çiftler bu süreçlerde nelere dikkat etmeli:
- Boşanmanın hemen ardından yaşantıda değişiklikler yapmayın, (şehir veya ev değiştirme, bakıcı değiştirme, yeni bir evlilik gibi) yaşam değişikliklerini erteleyin. Özellikle yeni bir evlilikle ilgili girişim, aradan bir yıl geçmeden, boşanma kesinlik kazanmadan başlatılmamalıdır.
- Yaşanması zorunlu değişiklikleri kademeli olarak yapın. Çocuğun boşanmadan önceki evinde yaşamaya devam etmesi ve aynı okula gitmesi daha uygundur. Mümkün olduğunca yaşamında az değişiklik yapılması esastır. Böylece çocuk ve genç hayatındaki bu büyük değişikliğe daha kolay uyum sağlar.
- Çocuktan ayrı kalacak ebeveyn, evden kademeli olarak ayrılmalıdır. Bu süre, haftada bir günden, 5-6 güne kadar yavaş yavaş çıkarıldığında, çocuk ayrılığa daha kolay uyum sağlar. Tabii böyle bir süreci ebeveynler nasıl yaşayacak önemlidir. Birden bire ayrılık kararını duyan çocuk ertesi gün iki ebeveyninden birinin evi terk edeceğini öğrendiğinde çok büyük bir korku ve endişeye kapılabilir. Bu nedenle, soruları varsa sormasına izin vermek, tüm olumsuz duygularını ifade edebilmesini sağlamak gereklidir. Hiç konuşmayarak, kaçınarak sürece alışmasını sağlayamazsınız.
- Boşanmanın çocuk üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin yanında, eşlerin kendi yaşadıkları olumsuz duyguları da göz ardı etmemeleri, gerekirse aile danışmanından yardım almaları gereklidir. Çünkü sizin toparlanma hızınız, çocuklarınızın da bu süreci daha hızlı ve olumlu atlatmalarını sağlayacaktır. Evlilik bittiğinde, bir çocuk varsa ister istemez anne ve babanın ilişkisi bir ömür boyu sürmektedir. Bu nedenle bu ilişkide bir sorun varsa boşanma sonrasında bile çift danışmanlığı almak yararlı olmaktadır. Çünkü bu ilişki ne kadar sağlıklı, kızgınlıktan arınmış olursa, çocuğa da bu kadar olumlu yansımalar olacaktır. Böylece çocuk bu zorlu süreçte bir de anne babasının birbirlerine olan kızgınlığının yükünü taşımak ve taraf tutmak zorunda kalmayacaktır. Çocuklar ebeveynlerini model alır, sürekli ağlayan bir anne, çocuğa durumun kötü olduğunu, neşeli ve çaba gösteren bir anne ise, her şeyin yolunda gittiği izlenimini verecektir. Elbette akut dönemde anne babanın üzgün olması, yeni duruma alışmakla ilgili zorluklarının olması doğaldır. Ancak bu kararın her iki tarafın isteğiyle alındığını bu nedenle de bu üzüntünün bir süre sonra geçeceğini anlatmak, bir süre sonra da yaşam düzeni iyice kurulduktan sonra çocuğa umut aşılayabilmek önemlidir. Aşırı tepkiler, karşı tarafı kötüleyici ve çocuğu bir taraf tutmaya zorlayıcı tutumlar çocukların çok ciddi psikolojik problemler geliştirmelerine neden olabilmektedir
- Bunun yanı sıra, çocuklarız la birlikte de aile danışmanı ya da çocuk psikoloğundan yardım alın. Ailenin özel durumuna uygun olarak çocuğu yönlendirebilmek, bu süreçte anne babanın nasıl davranması gerektiği ile ilgili danışmanlık ve destek hayati önem taşımaktadır.
- Anne de baba da boşanma sonrası çocukla düzenli bir şekilde vakit geçirebilmelidir. Velayeti alan ebeveyn çocuğun diğer ebeveyn ile daha sınırlı görüşmesinin uygun olacağına inanmaktadır. Ancak çocuğun her türlü sorumluluğunun paylaşılması gerekmektedir.
- Oyun Çocuğu Dönemi (1-3 yaş) Anne-babadan birinin taşındığını anlar. Ama tam olarak nedenini anlayamaz. Sadece evden ayrılan ebeveynin yoksunluğu ile ilgili belirtiler gösterir.
- Okul Öncesi Dönem (3-6 yaş) boşanmanın anlamını bilmemekle birlikte, anne/babadan birinin hayatında aktif olmadığını fark eder. 3-5 yaş arasındaki çocuklar, bu duruma kendilerinin yol açtığına inanarak yoğun suçluluk duyguları hissedebilirler.
- Okul Dönemi (6-11 yaş) Boşanmanın ne olduğunu anlamaya başlar. Anne babasının artık birlikte yaşamayacağını ve birbirlerini eskisi gibi sevmeyeceklerini anlar. Ergenlikte ise genelde artık ebeveynin boşanması düz bir mantıktan ziyade, detayları ve karmaşıklığı ile algılanır. Ergen bu konuda kaygılarını ifade eder, yaş büyüdükçe ergen daha olgun karşılar, çünkü duygusal ve zihinsel olarak daha gelişmişlerdir. Her boşanmayı kendi içinde ve kendi koşullarında değerlendirmek gerekir. Olayın karmaşıklığı, çocukları ve ailenin diğer bireylerini nasıl etkilediği de çocukların algılamalarını etkilemektedir. Ergenlik dönemindeki birçok çocuk durumu tam olarak algılıyor olmalarına rağmen anne babanın boşanma sürecindeki tavırları sunuş şekillerindeki hatalar nedeniyle, ergenlikte zaten var olan duygusal problemler daha da şiddetlenmektedir.
- Anne-babası boşanan çocuklarda bazı ortak özellikler görülür;
- Çocuklar anne babaları ayrıldığında, bu durumu değiştirmeye dair arzularını uzun süreler gizliden ya da açıkça dile getirerek devam ettirirler.
- Çevresindekilere bağlılıklarında artış, ilgisiz konuşmalar, yalnız kalma isteği, suçlayıcı, dikkatsiz, uygunsuz davranışlarda artma sıklıkla gözlenir.
- Çocuklar ana babalarının ayrılmasına ve boşanmasına, suçluluktan (sorumlunun kendileri olduğu duygusu), kızgınlığa (ana-babadan birini ya da her ikisini suçlama), yadsımaya (hiçbir şey olmamış gibi davranma) kadar değişen çeşitli biçimlerde tepkiler gösterebilirler.
- Korku, üzüntü, öfke, suçluluk, regresyon, (gerileme, bazen yeniden alt ıslatmaya/kaka kaçırmaya başlama gibi davranışlar) uyku sorunları, mastürbasyon, okul sorunları, ağrılar, yeme problemleri, uyumsuz davranışlar, sinirlilik, içe kapanma hali ya da aşırı hareketlilik gözlenebilir.
- Boşanmış ailelerin çocuklarında küçük yaşlarda kötü alışkanlıklar/bağımlılıklar görülebilir. Çocuğun güvenli bir ortamda yetişmesi, yeterli ilgi görebilmesi, anne baba ayrılığının çocuğun gelişimine zarar verecek boyuta taşınmaması gerekir. Anne baba, ayrı da olsalar çocuklarının ‘anne’ ve ‘baba’sı olduklarını unutmamalıdırlar. Çocuğa olabildiğince ortak disiplin uygulamak, kurallar koymak, hayatıyla ilgili kararlarda bir araya gelebilmek, hayatında her zaman aktif olabilmek çocuğun davranışlarında olumluya gidişi sağlar. Böylece çocuk ilgiyi üzerine çekmek adına zararlı davranışları denemeye girişmeyecektir. Eski eşler mümkün olduğunca ilişkilerini iyi tutmalı, çocuğa sorunları yansıtmamalı, çocuklarla ilgili konularda her zaman işbirliği yapabilmelidirler. Çünkü tüm sorunlarda olduğu gibi boşanma sonrası da çocuğun içinde bulunduğu sosyal çevrenin koruyucu etkisi çok önemlidir. Çocuk anne ve babasının kendisine her durumda destek olacaklarına ve kendisini koruyacaklarına inanırsa karşılaştığı sorunlarla baş etmek konusunda daha güçlü hissedecektir. Ancak çocuk yalnız bırakılırsa, ihmal edilirse, özgüveni gelişmeyecektir. Kendini iyi hissedeceği ortamlara ve alışkanlıklara yönelecektir.
- Çocukların en büyük korkularından biri değişimdir. Boşanma ile ev içi sorumluluklarda birçok değişiklikler doğacaktır. Bu değişim içerisinde belki bazı yakın akraba veya arkadaşlarıyla görüşmeleri engellenecektir. Boşanmış anne-babalar, boşanmamış ailelerle karşılaştırıldığında disiplinde belirgin bir tutarsızlık ve çocukları üzerinde denetim eksikliği gösterebilirler. Her iki evde de mümkünse çocuğun özel bir odası/alanı olması; istediği eşyaları/fotoğrafları vs bulundurmasına izin verilmesi önemlidir.
- Boşanma sonrası yeni ilişkiler çocuğa ne zaman ve nasıl söylenmeli? Çocuk henüz annesinin/babasının hayatında yeni birisinin olduğunu tam olarak kabul edemeden bu kişi ile evleneceği haberini alırsa çocuk için iyice zorlayıcı olur. Bunun yerine yeni kişi önce tanıştırılmalı, çocuğun tüm soruları mümkün olduğunca doğru bir şekilde yanıtlanmalıdır. Çocuklar kim olursa olsun anne ya da babalarının yanında bir başkasını görmekten rahatsızlık duyarlar. Eğer ilk görüşmenin ardından onu çok sevdiklerini söylüyorlarsa büyük olasılıkla sizi memnun etmek için bunu söylüyorlardır. Ya da sizin başka bir cevabı kabul etmeyeceğinize inanıyorlardır. Bu durumda tüm olumsuz duygularını bastırırlar. Bazen diğer ebeveyne rahatsızlıklarını ve üzüntülerini anlatırlar. Çocuğun her türlü duygusunu dinlemeye hazır olduğunuz mesajını vermeli, bu konuda acele etmemesini, bir süre tanımaya çalışmasını söylemelisiniz. Aralarında iyi ve olumlu bir ilişki geliştikçe zaten baştaki kaygılar azalacaktır.
Yorumlar